Robert P. Murphy - 12.09.2011
Son birkaç yıldır gençlere bedavadan finansal tavsiyelerde bulunuyorum. Sözlerime genellikle şu şekilde başlıyorum: “Size hayatınızla ilgili ne yapmanız gerektiğini söylerken kendimi komik hissediyorum ama kel olduğum için daha yaşlı olduğumu ve çok endişelendiğimi biliyorsunuz.” Bu makalede tavsiyelerimi özetleyeceğim. Bu tavsiyeleri geniş kitlelere yaymak konusunda rahatım, çünkü bunlar her şart ve ortamda uygun ve faydalı olabilecek muhafazakâr tavsiyelerdir, ancak Batı ekonomileri hakkındaki karamsar görüşlerim göz önüne alındığında da bilhassa önemlidir.
Daha Fazla Birikim Yapın
Bir kişinin gelecek için birikim yapma bilgeliğine ve disiplinine sahip olması durumunda, sonunda kalıcı olarak daha yüksek bir yaşam standardının keyfini çıkarabileceği, yaygın bir bilgidir. Ancak, daha yüksek bir tasarruf oranının bir kişinin gelecekteki geliri üzerinde ne kadar önemli olabileceğini görmek için -kitabımın 10. bölümünde detaylandırdığım gibi- sayısal bir örneğe bakmak faydalı olacaktır. Albert Einstein’ın da belirttiği gibi, evrendeki en büyük güç bileşik faizdir.
Bu arada, ana akım ekonomistlerden gelen homurdanmalara rağmen, insanlar daha fazla birikim yaptıkları için kendilerini suçlu hissetmemelidir. Kitabımda da açıkladığım gibi, herkes birikim ve tasarruf sayesinde yaşam standardını yükseltebilir. Başka bir deyişle, Alice gelirinin daha yüksek bir kısmını biriktirerek kendisi için daha iyi bir gelecek yaratıyorsa, o zaman dışarıda daha fazla borçlanan ve gelecekte daha düşük bir yaşam standardına maruz kalacak olan bir Bruce olmalı diye bir durum söz konusu değildir. Toplum gerçekten de “net olarak” birikim ve yatırım yapabilir, yani herkes işçileri daha üretken kılan sermaye malları ve üretim araçlarından oluşan ve giderek büyüyen bir stok üzerindeki haklı payını arttırabilir.
Bugünkü ekonomik durgunluk ve gerilemede, insanların tasarruf ve birikim yapıyor olması daha da önemli. Keynesçi uyarıların aksine, hanehalkları ve şirketler daha fazla tasarruf yaparlarsa ekonomik düzelme daha hızlı gerçekleşir.
Birden Fazla Gelir Akışı Oluşturun
İnsanlar daha fazla tasarruf etme tavsiyesini duyduklarında, genellikle öğle yemeğine dışarı çıkmayı bırakmaları ve bunun yerine işe ya da okula evden getirdikleri sandviçi götürmeleri gerektiğini düşünürler. Her ay daha fazla tasarruf yapmanın bariz bir yolu gereksiz harcamaları azaltmak olsa da benim aklımdaki asıl yol bu değil.
Eğer bir kişi gerçekten her ay çok daha fazla para biriktirmek istiyorsa, bunun en iyi yolu harcamalarını kısmak değil, gelirini artırmaktır. Özellikle (benim hedef kitlem olan) gençler için, zaten giderden kısacak pek fazla alan olmayabilir. Ancak, bir kişinin ne kadar kazanabileceği konusunda bir sınır yoktur.
Beni yanlış anlamayın. Elbette, düzenli geliri olmayan 22 yaşındaki bir genç, lüks bir semtte kiraya ve spor arabaya büyük miktarda para harcıyorsa, daha ucuz bir yere taşınması ve 80.000 mil yapmış daha ucuz ve yakıt tasarruflu bir araca geçmesi çok akıllıca olacaktır. Ama bu tür hemen yapılabilecek şeyleri yapsalar bile herkes –özellikle de genç insanlar– nasıl daha fazla gelir elde edebilecekleri üzerinde kafa yormalıdırlar.
Burada, şu anda bir ofiste çalışan birinin geceleri garson olarak çalışmayı düşünmesi gerektiğini kastetmediğime dikkat edin. Aslında aklımdaki öncelikli iş bu değil. Bunun yerine, gençlerin bir dizi girişimcilik macerasını değerlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Başka patronlar aramak yerine, gençler en azından belirli birkaç alanda kendi kendilerinin patronu olmalıdır.
Bazı insanlara bu öneri korkutucu gelebilir. Ancak birçok genç insanın girişimci olduğunu ve bunun farkında bile olmadıklarını unutmayın: Bebek bakıcılığı yapan ya da komşularının çimlerini kesen herkes bir girişimcidir. Bu çocuklar ağızdan ağıza reklam ve fısıltı gazetesi yöntemleriyle müşteri bulurlar ve sağladıkları servis için direkt ödeme alırlar. Bir girişimcinin yaptığı da tam olarak budur.
Bu tavsiyeyi halka açık konuşmalarda dile getirdiğimde, bazen öğrenciler bana ne tür işler kurmaları gerektiğini soruyorlar. Kısa cevabım, “Bilmiyorum; bunu sizin bulmanız gerekiyor” oluyor. Girişimci etrafına bakar ve insanların şu anda eksikliğini hissettiği, ancak girişimcinin parasına ve çabasına değecek miktarda ödeme yapmaya istekli olacakları bir ürün veya hizmet belirler.
Okuyucu şunu aklından çıkarmamalıdır ki bir kişinin “o” fikri, yani sonunda birisini zengin edebilecek mükemmel fikri bulana kadar beyin fırtınası yapması gerektiğini söylemiyorum. Aksine, her biri bağımsız olduğu ve çok fazla zamanınızı almayacağı sürece her türden farklı girişimde bulunmak faydalı olacaktır. Gereken yetenekleri, kendine güveni, müşteri talebini ve bu talebe cevap verecek kârlı ürünleri düşünüp saptama yetisini kazanmak bolca deneme–yanılmayı gerektirir.
Bu makaledeki tüm tavsiyelerim gibi, birden fazla gelir kaynağı oluşturmak her zaman akıllıca bir şeydir. Ancak, mevcut ortamda bu, kritik önem taşımaktadır. Günümüzde “iyi ve istikrarlı bir işi” olan biri bile bir yıl sonraki konumundan emin olamaz. Haftasonu girişimini bugünden başlatan bir genç, bir anda işten çıkarılırsa girişimini hemen yarın büyütebilir. Ancak (farzedelim ki) her zaman bir köpek gezdirme hizmeti başlatmayı düşünen aynı genç, gelecek yıl işsizlik oranı %12’ye çıktığında bunu yapmaya çalışırsa, bir o kadar daha fazla insanla rekabet etmek zorunda kalacaktır. Yeni palazlanan bir işletmeyi şimdi, hafta sonları veya diğer tatil günlerinde kuvvetlendirmek çok daha iyidir, böylece ekonomi tekrar düşüşe geçtiğinde işletme sahibi zaten sağlam bir müşteri tabanına sahip olacaktır.
Tekrarlamak gerekirse, benim tavsiyem aylık bütçeye bakıp “İşte, bu kadar kazanıyorum ve buradan, şuradan ve şuradan kısarsam, ayda 250 dolar daha fazla kenara koyabilirim” diyerek daha fazla tasarruf etmeye çalışmak değildir. Hayır, ben bir kişinin şöyle demesini tercih ederim: “Şuradan kısarsam, ayda 100 dolar daha ayırabilirim. Ve eğer her Cumartesi üç evi temizlersem, masraflardan ve her hafta sonu kendime güzel bir akşam yemeği ısmarladıktan sonra ayda 600 dolar daha biriktirebilirim.”
Televizyonlarınızı Satın
Yeni gelir elde etmenin yollarını bulmak adına verebileceğim en yalın nasihat, evdeki tüm televizyonları satmaktır. Yüksek lisans yaparken sık sık taşındığım bir dönemde televizyonumdan kurtulmuştum. İlk başta psikolojik bir yoksunluk yaşadım ama şimdi birinin evime televizyon koyması beni hasta eder. Üretkenliğimi ne kadar yok edeceğini hayal bile edemiyorum. İnsanlar sevdikleri programları bilgisayardan da izleyebilir.
En Az Bir Aylık Masraflarınızı Karşılayacak Kadar Nakit Biriktirmiş Olun
Şimdi eğer bir kişi her ay daha fazla tasarruf ve birikim yapıyorsa, sorulması gereken soru şudur: Bu birikim nasıl kullanılmalıdır? Bence ilk adım -Dave Ramsey gibi görünmeden söylemeye çalışayım- en az bir aylık nakit para biriktirmektir. (Kişinin tercihlerine ve alışkanlıklarına bağlı olarak, bu parayı bir kumbaraya, bir banka çek hesabına veya bir banka tasarruf hesabına koymak en iyisi olabilir.)
Bunu yapmanın amacı, maaş gününden maaş gününe yaşama alışkanlığından kurtulmaktır. Böyle bir yaşam tarzı (en az) üç nedenden dolayı kötüdür: En bariz olanı, kişiyi küçük bir aksilik karşısında bile savunmasız bırakmasıdır. Beklenmedik bir masraf olursa ya da kişi işten çıkarılırsa, o zaman küçük bir yastık altı birikim çok önemli olacaktır.
Ancak bu bariz gerekçenin ötesinde, en azından bir aylık nakit bakiyesi oluşturmanın hayati ve acil bir adım olmasının iki nedeni daha vardır. Birincisi, özellikle daha önceki adımları takip etmiş ve şu anda çeşitli kaynaklardan gelir elde eden bir kişi için daha fazla zaman kazandırır. Postayla her yeni maaş çeki geldiğinde bankaya koşmak zorunda kalmak yerine ve hiçbir şeyin karşılıksız çıkmayacağından emin olmak için her gün internete girip banka bakiyesini kontrol etmek zorunda kalmak yerine, en az bir aylık yastık altı birikimine sahip olan bir kişi, ödemelerin ve faturaların birikmesi durumunda daha rahat, tasasız davranabilir ve ardından bunları bir hamlede halledebilir. Bu da kişinin nakit akışı konusunda stres yapmak yerine iş(ler)ine odaklanmaya daha fazla vakit ayırmasını sağlar.
Maaş gününden maaş gününe zihniyetinin girişimci kişi için yıkıcı olmasının bir diğer ana nedeni de kişinin “ayı atlatacak” kadar iş yaptığında işi savsaklamaya daha yatkın olmasıdır. Ancak bu kritik eşik kurtulup bir kez bir aylık birikim bariyerini aştığında, kişi bir aylık masraflarını karşılamak ile iki ya da üç aylık masraflarını karşılamak arasında pek fark gözetmez. Kişi bir ay boyunca tüm fatura ve harcamalarını karşıladıktan sonra bile maaş hesabında koca bir ay için para kalırsa, o para gizemli bir şekilde artarak daha fazla ayı karşılayacak hâle gelir.
Zekât Verin ya da Bağış Yapın
Mantığa aykırı gibi görünse de dindar bir kişi zekât verdiğinde (ya da dindar olmayan bir kişi hayır işlerine bağışta bulunduğunda) bir şekilde aydan aya daha fazla parası oluyor. Sanırım zekât gibi, insanın elindekinin belli bir oranını bağışlaması, o insanın parasını daha iyi idare etmesini sağlıyor.
Daha genel olarak, kişinin dikkatini kendi benliğinden başka bir yere yöneltmesi onun ufkunu genişletiyor ve kişinin düşünmeden harcama yapmak gibi davranışlarını kısıtlarken daha fazla gelir için yapması gereken ekstra işe dair sorumluluk aşılıyor.
Bu son nokta, depresyondan muzdarip olan ve mali sıkıntı içinde bulunan insanlar için çok önemlidir. Onları orada tutan şeylerden biri de içten içe, etraflarında gördükleri, bir şekilde işlerini yoluna koyan ve faturaların mutfak masasına yığılmasına izin vermeyen diğer insanlar gibi stressiz yaşamayı hak etmediklerini düşünmeleridir. Kilise (ya da kişinin gerçekten saygı duyduğu bir hayır kurum) için uğraştığında, depresif ve mali açıdan kuşatılmış kişi, kendinden nefret etmeyi bırakabilir ve bunun yerine başkalarına yardım etmeye odaklanabilir.
Derhâl Değişken Faizli Borçtan Kurtulun
Bir kişinin elinde zaten yeterli miktarda nakit varsa, bir sonraki hedefinin değişken faizli borcu mümkün olduğunca çabuk ortadan kaldırmak olması gerektiğini düşünüyorum. Bunun en başta geleni de her ay faiz binen ve faizi güncel oranlardan hesaplanan kredi kartı borcudur. Birçok Avusturya Ekolü ekonomistinin tedirgin olduğu gibi dolar çökerse, faiz oranlarında büyük sıçramalar bekleyebiliriz. Bu durum, bir önceki ay iyi durumda olduğunu düşünen pek çok insanı iflasa sürükleyerek silip süpürecektir.
Değişken faizli borcu “ortadan kaldırmanın” sadece borcu ödemek anlamına gelmediğini unutmayın. Örneğin, yeni bir bakiye transferi promosyon teklifi kullanmak, kişinin bir yıl veya daha uzun bir süre boyunca sabit bir faiz oranından ödeme yapmasını sağlayabilir.
Bu sayfalarda kredi kartı kullanımının artıları ve eksileri hakkında yazdım. Diğer önerilerimden farklı olarak, bu önerim -yani değişken faizli borçlardan hızlı bir şekilde kurtulmak- faiz oranlarının çok az bir uyarı ile yükselme tehlikesinin gerçek olduğuna inandığım mevcut durumumuza dayanmaktadır.
Fizikî Altın ve Gümüş Akçeler Edinin
Genç bir insan en az bir aylık nakit para biriktirdikten ve değişken faizli borçlarını sıfırladıktan sonra, bence her ay biriktirilen paranın bir kısmıyla, mükemmel bir çıkış yolu olan altın ve gümüş akçelerden edinmelidir. Bunların koleksiyoncu eşyası olmasına gerek yok; aslında benim en sevdiğim şey “hurda gümüş”, çünkü Büyük Felaket gerçekleşirse diğer Amerikalılar için 1960’lardan önce basılmış ve gümüş içeriği kolayca doğrulanabilen ABD akçelerini tanımak kolay olacaktır.
Avusturo-liberteryen bakış açısına göre, en azından bir miktar fiziksel altın ve gümüş satın almanın bir diğer büyük faydası da eğitimdir: Piyasada üretilen gerçek emtia parası işte böyle bir şeydir.
Sonuç
Yukarıdaki nasihat ve tavsiyeler çoğunlukla sağduyuya dayanmaktadır. Değişken faizli borçlarla ilgili uyarı hariç, bunlar her ortamda iyi fikirlerdir. Ayrıca, içinde bulunduğumuz şartlarda özellikle gençler için büyük önem taşımaktadırlar.
Son olarak, bu alanda hiçbir şekilde bir rol model olmadığımı vurgulamak istiyorum. Yukarıdaki konularda güvenle yazabiliyorum çünkü bu kurallara uymadığınızda neler olduğunu ilk elden gördüm. Saçlarınızı korumak istiyorsanız, tavsiyemi ciddi bir şekilde dikkate almalısınız.
Comments