top of page

İtibari Para, Kültürü Nasıl Değiştiriyor?

Stephan Livera - 23.06.2021


Bir toplumun kültürünü kullandıkları para türü değiştirebilir mi? Bu saçma bir sav gibi görünebilir, ancak Avusturya İktisat Ekolü savunucularının argümanları tarafından desteklenmektedir.


Öncelikle, itibari paranın aksine sağlam paranın önemini bir bağlama oturtalım. Mises, The Theory of Money and Credit adlı eserinde şöyle der: “Devletlerin despotik saldırılarına karşı sivil özgürlüklerin korunması için bir araç olarak tasarlandığı fark edilmediği müddetçe, sağlam para fikrinin anlamını kavramak imkânsızdır.”


İtibari para hiçbir zaman salt gönüllü piyasa eylemleriyle ortaya çıkmamıştır. Aksine, her zaman yasal ödeme aracı kanunları, sermaye kazancı vergisi kanunları, merkez bankacılığı, kısmî rezerv bankacılığına izin veren kanunlar, devletin finansal kurtarma ve koruma (bailout) garantileri gibi müdahaleler yoluyla cebren empoze edilmiştir. Bu da toplumun kullandığı paranın kalitesinde bir yozlaşmaya neden olmaktadır. Peki bunun kültürel sonuçları var mıdır?


Kültürel sonuçları görmek için öncelikle para ve fiyatların toplum genelinde üretimin koordine edilmesinde oynadığı önemli rolü anlamamız gerekir. Girişimciler, mal ve hizmetlerini sunmak için gerekli kaynakları toplamak üzere belirsizlik altında hareket etmek zorundadır. Yine de kâr ve zararı ölçmek için kullandıkları hesap birimi olan para, devlet tarafından manipüle edilmektedir. Ticarî ve perakende bankalar tarafından yeni krediler verildikçe para yaratılmakta ve bu paranın ilk alıcıları, geç alıcıların zararı pahasına fayda sağlamaktadır.


Sürekli enflasyonla birlikte para kullanımı kısa vadeciliği ve telaşı teşvik etmektedir. Giderek daha çok vahşi doğadaki hayvanlar gibi yaşıyoruz. Vahşi doğadaki hayvanlar, insanlar gibi uzun vadeli düşünmek, planlamak ve inşa etmek yerine çoğunlukla bir sonraki öğünlerini önemserler.



Piyasa tarafından seçilen sağlam para altında yaşamanın mümkün olduğu bir tersine dünyayı düşünün. Bu dünyada devlet büyük programları nasıl finanse edecektir? Vatandaşları açıkça vergilendirmek zorundadır ve bunun için politikacılar popülerliklerini kaybederek büyük bir bedel öderler ve bir sonraki seçimleri kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırlar. Devlet içindeki politikacılar açık vergilendirme yerine, yürüttükleri programlar için daha gizli finansman yöntemlerini kullanmayı tercih edeceklerdir. Bunu yapabilmek için öncelikle sağlam paranın yarattığı kontrol mekanizmasını ortadan kaldırmaları gerekir.


Bir adım daha ileri gidersek, itibari paranın yaratılması ve zorunlu kılınması daha büyük ve daha merkezîleşmiş bir hükümet sağlar. Piyasa tarafından seçilmiş sağlam para standardı altında mümkün olmayan ya da sürdürülebilir olmayan büyük devlet programları mümkün kılınır.


Piyasanın seçtiği bir para standardı altında savurgan harcamaların etkisini düşünün. Geçmişte bu, büyük harcama yapan ve lüks içinde yaşayan devletlerin diğer ülkelere doğru yaşanan net altın çıkışlarına maruz kalması anlamına geliyordu.


Birçok kişi devlet programlarını ve refah devletçiliğini toplum için bir “güvenlik ağı” olarak düşünmeyi sevse de bu programların temelde yanlış davranışları yönlendirdiğini göz önünde bulundurun. Tarihsel olarak, devlet temelli olmayan karşılıklı yardımlaşma toplumları bireylerde bağımsızlık ve tasarruf kültürünü teşvik ederken, devletin sosyal refah sistemleri bunun tam tersini teşvik eder; sonuç olarak devlet programları bir piyasa toplumunun sahip olacağı güvenceleri ortadan kaldırır. Bu şekilde itibari para, insanları nezih ve görgülü toplumun önceki "kısıtlamalarından" kurtarır, üretken ve medeni davranış beklentileri kırılır.


Eskiden ailelerin, dinin ve toplulukların dayattığı kısıtlamalardan kurtulan insanlar genellikle daha kısa vadeli tatminlere yönelirler. Çocuk yetiştirmek gibi, daha önceleri ekonomik sonuçları olabilecek maliyetli ve pervasız davranışlara artık daha rahat girişebilirler. İtibari para enflasyonu, insanları itibari para biriktirmek yerine hemen her şeye yatırım yapmaya zorlayarak, finansal hizmetler sektöründe aksi durumda olacağından daha fazla para ve borcu kaldıraç olarak kullanmaya iter. Ucuz itibari para borcu sayesinde devletler daha ucuza savaşa girebilir ya da savaşı normalde yapabileceklerinden daha uzun süre sürdürebilirler. Ucuz itibari borç esasen devlete, normal koşullarda sahip olabileceğinden daha fazla oranda toplumun kaynakları üzerinde hâkimiyet sağlar.


Daha fazlasını öğrenmek isteyen okuyucular için, Jörg Guido Hülsmann’ın The Ethics of Money Production (Para Yaratmanın Etiği) kitabının okunmasını ve burada Mises Institute YouTube kanalında verdiği konferansın izlenmesini şiddetle tavsiye ederim.


Bu durum nasıl düzeltilebilir? Dünya, altın veya Bitcoin gibi piyasa tarafından seçilen paraya geri dönecek olsaydı, serbest piyasa disiplininin kendisini yeniden ortaya koyduğunu ve kanıtladığını görürdük. O zamana kadar, toplumun ve kültürün, devletin itibari parasından büyük ölçüde nasıl etkilendiğini göreceğiz.


 

Stephan Livera, Avusturo-liberteryen bir yazar ve Stephan Livera Podcast’in sunucusudur. Avustralya’da profesyonel olarak bir yeminli mali müşavir ve finansal hizmetlerde teknoloji denetçisi olarak çalışmaktadır. Livera’yı Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Çevirmen: Fırat Kaan Aşkın

Bu yazı Mises.org sitesinin “How Fiat Money Changes Culture” adlı yazısının çevirisidir.
208 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page