Saifedean Ammous - 10.01.2025
Arjantin’in ekonomik mucizesi için heyecanlanan herkes, bu heyecanlarını, en önemli istatistikler olan para arzı ölçümleri ve kamu borcu büyümesi dışında her türlü hükümet istatistiğine dayandırmaktadır.
Sözde serbest piyasacı ve Rothbardyen yeni başkanının idaresi altında Arjantin’in para arzı 2024 yılında şu şaşırtıcı oranlarda artmıştır:
M0 Para Arzı: %209
M1 Para Arzı: %133
M2 Para Arzı: %93
M3 Para Arzı: %123
Bu oranları bir perspektife oturtmak gerekirse, Arjantin’in dünyanın en işlevsiz fiat para sepeti vakalarından biri olarak ününü fazlasıyla hak ettiği Milei öncesi yıllardaki oranların bu yeni oranlar yanında epey cüce kaldığını belirtmek gerekir.
2020-2023 arası dört yıllık süreçte, Arjantin’in para arz ölçümlerinde yıllık bileşik büyüme oranı şöyle seyretmiştir:
M0 Para Arzı: %50
M1 Para Arzı: %77
M2 Para Arzı: %90
M3 Para Arzı: %86
Milei’nin görevdeki ilk altı ayında kamu borcu %19,4 gibi çarpıcı bir artışla 370 milyar dolardan 442 milyar dolara yükseldi. 6 ayda 72 milyar dolar borçlanmak herhangi bir ekonomik istatistiğin iyi görünmesini sağlayabilir, ancak sorun elbette uzun vadeli sonuçlarda kendini gösterir. Para basarak ve borçlanarak kısa vadeli büyüme, yoksulluk, işsizlik veya enflasyon verilerini iyi göstermek mümkündür; böylece kısa vadeli bir ışıldamanın maliyeti, fahiş faizlerle ödendiği geleceğe aktarılmış olur. İşlerin daha da kötüye gitmesinin mümkün olmadığını düşünenlerin yeniden düşünmesi gerekebilir.
Milei’nin seçim sürecinde özellikle merkez bankasının kaldırılmasına dayalı bir vaatle kampanya yürüttüğünü, hatta bu konunun tartışmaya açık olmadığını söylediğini hatırlayın. Ancak göreve gelir gelmez, bu tür konuşmalar göz ardı edildi ve yerini merkez bankasını kapatmanın siyasi açıdan hiç de popüler olmayacağına dair süslü ve abartılı hikâyeler aldı. Bu şekilde Milei, hükümetler tarafından enflasyonu haklı göstermek için her zaman kullanılmış aynı devletçi retorik olan “enflasyonu durdurmanın kısa vadede yaratacağı acı o kadar kötü olacaktır ki, enflasyon yolunda ilerlemeye devam etmek ve uzun vadeli sonuçları görmezden gelmek daha iyidir” söylemini tamamen benimsemiş oldu. Gerçek şu ki Arjantin merkez bankası iflas etmiştir ve bu gerçek ne kadar çabuk kabul edilirse o kadar çabuk üstesinden gelinebilir. Merkez bankasını kurtarma çabaları ancak gelecekteki sorunları daha da kötü hâle getirecek borç yükümlülüklerini üst üste yığarak yürütülebilir. Bu konuda Milei’nin, gelecek pahasına kısa vadeli rahatlama arayan seleflerinden hiçbir farkı yoktur.
Milei ayrıca, vatandaşlarını önceki başkanların tüketim çılgınlıklarını ödemek için ebedi borç köleliğinden nihayet kurtaracak Rothbardyen çözüm olan kamu borcunu temerrüde düşürme seçeneğini de reddetti. Dış borcun temerrüde düşmesi ve merkez bankasının kapatılması birkaç aylık sancılı bir ayarlamaya neden olacak ve ardından Arjantin ekonomisi, hükümetin enflasyon yaratma ya da halkı borca boğma ihtimali bile olmadan sağlam bir zeminde toparlanacaktı. Böyle bir ekonomide döviz ve Bitcoin büyük olasılıkla dominant olacak ve devlet de para basamayacağı için zorunlu olarak sınırlı kalacaktır.
Milei, merkez bankasını kapatmayarak ve para basımını hızlandırmasına izin vererek Arjantin’in geleceğindeki döviz krizlerinin tohumlarını ekmektedir. Temerrüde düşmeyerek ve önceki yönetimlerde ülkeye felaket getiren aynı bankacıları işe alarak Milei, Arjantinlileri kuşaklar boyu borç köleliğine ve gelecekte daha fazla mali krize sürükleyecek bir başka IMF kurtarma paketi almaya hevesli görünmektedir. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, vergileri önemli ölçüde arttırmakta ve bu da kendisinin Avusturya İktisat Ekolü anlayışı hakkında televizyondaki klişelerini tekrarlamaktan daha derin bir anlayışa sahip olmadığını göstermektedir. Devletin daha fazla borçlanmasını kolaylaştırmak için vergileri arttırmak, uluslararası bankacılık kartelleri ve IMF denilen canilere fayda sağlamak uğruna Arjantin halkına karşı işlenmiş bir suçtur. Söz konusu yöntem, IMF’deki Keynesyenlerin geliştirdiği zalimce bir reçetedir ve gerçek bir iktisatçının savunduğu yöntemlerle hiçbir ilgisi yoktur.
Milei’nin bütçe açığını azaltması konusunda çok şey söylendi ancak bu o kadar da önemli bir husus değildir. Arjantin’in sorunu büyük bir bütçe açığına sahip olması değildi, çünkü bütçe açığı GSYİH’nin %4’ünün altında, büyük enflasyon ve mali sorunları olmayan Avrupa ülkeleriyle aynı aralıkta, yani genellikle oldukça düşük olmuştur. Asıl problem her zaman para arzı artışı ve kamu borçları olmuştur ve her ikisi de Milei döneminde daha önce görülmemiş bir şekilde hızlanmıştır.
Üstüne üstlük Milei, Arjantin’in elinde kalan az miktardaki altını da getiri arayışıyla Londra’ya göndermiştir. Karşı taraf riski taşımayan, siyasi açıdan tarafsız bir parasal varlığı birkaç kuruş için rehin vermek hiç de güven vermemektedir. Tarihçi Niall Ferguson, The Ascent of Money (Paranın Yükselişi) adlı kitabında Arjantin’in ekonomik sorunlarının, Devlet Başkanı General Juan Domingo Peron’un 1946 yılında merkez bankasını ziyaret etmesi ve orada ne kadar çok altın olduğunu görünce hayrete düşmesiyle nasıl başladığını ayrıntılarıyla anlatıyor. Arjantin’in o dönemde 1000 tondan fazla altını vardı ve Peron ile halefleri, halkın parasını desteklemesi gereken altın rezervlerini tüketerek harcamalarını finanse etme cazibesine karşı koyamayacaklardı. Son 8 yılda yaşanan felaketler bunun öngörülebilir sonucuydu. Milyarlarca puanlık enflasyon ve sayısız temerrütten sonra Arjantin’in altın rezervleri bugün en fazla 61 ton seviyesindedir. Milei, yeni bir IMF kredisi alabilmek için borç ödemeye devam etmesini sağlayacak kolay bir para karşılığında geleceğin son para rezervini de elden çıkararak Peron’un enflasyonist mirasını mantıksal sonucuna ulaştırmış bulunmaktadır. Arjantin’in artık kendi parası yoktur, sadece yabancı bankalardan aldığı, siyasi ve ekonomik risklerle dolu, giderek büyüyen bir borç yığını vardır. Bu Peronist, yaptığı icraatları meşrulaştırmak için Rothbard’ı referans gösterdiği her seferinde büyük ihtimalle Rothbard da mezarında ters dönüyordur.
Bu veriler hayret vericidir ve abartılanın tam tersidir. Ancak birisi bana bu verilerin neden yanlış olduğunu göstermediği sürece, tüm liberteryen ve serbest piyasa retoriğine rağmen Milei, uzun vadeli enflasyon ve borçlanma ile kısa vadeli popülerlik satın alan, aslında Peron’dan bu yana gelmiş geçmiş tüm Arjantin liderlerinden pek de farkı olmayan klasik bir Latin Amerika popülist enflasyonistidir. Serbest piyasa retoriği ile başardığı tek şey, zavallı Arjantinlileri Bitcoin gibi çalışan bir alternatif bulmak yerine bozuk merkez bankalarına tekrar güvenmeleri için kandırmak olmuş gibi görünüyor. Sosyalizm karşıtı söylemlerini dinlemek güzel ve histerik maskaralıkları, durmak bilmeyen duygusal ağlamaları ve zafer tiyatrosu bazıları için eğlenceli olabilir, ancak kader genellikle en acı yemeklerini zaferden önce kutlama yapanlara sunar.
Kişisel bir not düşmek gerekirse, Milei’nin Hans-Hermann Hoppe’ya yönelik bu son saldırılarını gülünç buldum. Hoppe kesinlikle haklıydı: Milei merkez bankasını kapatmadı ya da temerrüde düşürmedi, ki iktisattan anlayan ve güçten ziyade Arjantin halkının esenliğiyle ilgilenen herkes için doğru hareket tarzı merkez bankasını kapatmak ya da temerrüde düşürmek olurdu. Milei ise sadece Hoppe’ya hakaret etti ve ona iktisattan anlamayan bir aptal dedi. Bununla birlikte, Milei merkez bankasının varlığını sürdürmesi için gerçek bir iktisadi argüman sunmak yerine, doğrudan Keynesyen müfredattan siyasi bir argümanı, yani tarihteki her sosyalist ve Keynesyen siyasi liderin kullandığı argümanı sundu: Enflasyona şimdi, kısa vadede ihtiyacımız var, çünkü bunu durdurmanın siyasi maliyeti çok yıkıcı olacaktır.
Bunun iktisada dair derin bir kavrayış olduğunu iddia etmek gülünçtür; bu sadece Milei’nin iktidarda kalması için bir stratejik siyasi argümandır. Milei ile onun sosyalist ve Keynesyen yoldaşlarının haklı olup olmadıkları meselesini bir kenara bırakırsak, Milei’nin Hoppe’yı merkez bankacılığı konusundaki en temel ve aptalca siyasi argümanı anlamadığı için iktisat cahili olarak nitelendirmesi gülünçtür. Hoppe’nın akademisyen olduğu için iktisattan anlamadığı, Milei’nin ise sahada sonuçlar elde eden gerçek bir dünya lideri olduğu iması da saçmalıktır. Hoppe -ya da 16 yaşındaki herhangi bir çocuk- eğer ülkeyi altı ay içinde 72 milyar dolar borçlandırmasına ve bir yıl içinde para arzını iki katına çıkarmasına izin verilseydi, Milei’nin Arjantin’de başardığı her şeyin aynısını başarabilirdi.
Milei’nin seçim kampanyası boyunca neden merkez bankasının kapatılmasının elzem ve müzakere edilemez olduğunu söylediğini açıklaması çok daha öğretici olurdu. Acaba o zamanlar Milei de mi iktisattan anlamayan bir aptaldı? Yoksa kendisi de sürekli adlarını saldırarak duyurduğu yalancı oportünist enflasyonist politikacılardan biri mi?
Kaynaklar:
Para arzı istatistikleri: https://tradingeconomics.com/argentina/money-supply-m0
Arjantin Merkez Bankası’nın para arzı istatistikleri: https://www.bcra.gob.ar/Pdfs/PublicacionesEstadisticas/infomondiae.pdf
Kamu borç istatistikleri: https://www.ceicdata.com/en/indicator/argentina/national-government-debt
Arjantinli Milei, merkez bankasının kapatılması gerekliliği hususunda ‘‘müzakere dahi edilemez’’ dedi: https://www.reuters.com/world/americas/argentinas-milei-says-shutting-central-bank-non-negotiable-2023-11-24/
Arjantin’in kamu borcu: https://tradingeconomics.com/argentina/government-budget
Arjantin’in altını artık Arjantin’de değil: https://english.elpais.com/economy-and-business/2024-07-28/the-mystery-of-argentinas-gold-milei-admits-that-it-was-transferred-abroad-without-specifying-the-quantities-or-destination.html
Ve işte Hoppe’nın Milei hakkında yaptığı ve benim bahsettiğim konular dışında kalan eleştirileri. Milei bu çok önemli noktalara hiçbir tutarlı yanıt vermemiştir: https://www.youtube.com/watch?v=PNMXW7rq7vA
Yahudi Milei, yahudiliğin ne demek olduğunu Liberteryenlere tekrar hatırlattı. Çiftdüşün taktiğini Liberteryenlere bile uyguladılar. Halen daha bu numarayı yutan aptaldır
Yahudilerin köküne kibrit suyu dökmedikçe insanoğlu, yerküre'de rahat bir gün yaşayamacak.